Masal 2

Bir yokmuş bir varmış... Evvel zamandan değil şimdiden başlayan bir masal. 27 yıllık sürecin, 27nci yılından başlayan bir masal bu. Masal dediysem de sakın iyi başlayacağını sanmayın, en hüzünlü en sıkıntılı en acımasız şekilde başlıyor. Neden sondan başlıyorsun diye sormayın. Bundan sonraki kısmı çok önemli değil zaten, neyin nasıl olacağının pek bir değeri yok artık.

Şuan benim dünyaya gelmeme neden olan insan, babam tarafından küfürlü bir şekilde evden kovulmamla başlıyor hikaye. Tamda kalbimin yarısının Kıbrıs’a gitmesinden bir gün önce. Hatta bir gün bile değil, saatler önce. Beni son bir gece onunla aynı havayı solumama izin vermemesine neden olan bir olayla başlıyor.

Sıradan bir Pazar günü çoğu insan için. Bazıları hiç tanımadıkları insanların yanında uyandı o gün, bazıları ise hayatlarında kendileri için en önemli insanla, insanlarla uyandı. Bense, beni derin bir boşluğu, hiçliğe, yokluğa, yalnızlığa uyandım bu sabah. Hava nasıldı bilmiyorum, çünkü yataktan kalmak istemedim. Yorganın içinden ayrılırsam, sanki çırılçıplak sokağın ortasın da kalacakmışım gibiydi. Canımın yarısından ayrılacağım günün öncesinde hayat o kadar boş geldi ki bana. Belki de ne için yaşadığımın cevabını bana anlatmak için başlayan bir gündü. Güneş bunun için doğmuştu. Bu gün keşke hayat son bulsaydı, keşke güneş doğmasaydı diye ne kadar dua ettiysem de bir faydası olmadı. Acaba yukarda ki beni duymadı mı? Duysaydı kesin cevap verirdi değil mi? Yataktan çıkmadan bütün günümü orada, öylece, sanki tabutumdaymışım gibi yaşamak istedim. Yüzümü bile yıkamadan, sigara üstüne sigara yakarak hem de… Canımın yarısı benden ayrılacaktı yarın. Belki ilerisi iyi olacaktı ama o benden gidecekti. Ben ölene dek içimden çıkmayacak olsa bile, gidecekti. Kendisine sunulan yeni bir hayata yelken açacaktı. Ruhen yanında olsam da, bedenen yanın da olmayacağım bir zaman diliminin başlangıcındaydık. Onunla aynı havayı soluyamayacaktım bir süre. Onunla aynı hayatı, aynı evi paylaşamayacaktım. Zordu biliyorum… Hayatım da kolay olan ne oldu da bunun kolay olmasını bekleyebilirdim ki? Ama bugüne kadar yaşadığım en zor şeydi belki de. “Belki”si fazla denir ya, o türden bir şey bu. Evet, en zoruydu. Kaldıramayacağım kadar hem de. Ölseydim de o benden gitmeseydi keşke. Keşke, keşke, keşke…

Masal

Bir arkadaşım kendi masalını yazmaya karar vermiş, bende buradan paylaşıyorum sizinle...
Hayat bazen güldürüyor insanı, bazense ağlatıyor. Ortası yok. Ya siyah ya da beyaz. Çoğu zaman da hayal kırıklıklarıyla dolu. Hayatta kalma savaşını her zaman hayat kazanıyor. Hiçbir zaman istediklerin olmuyor. Olsa da tadını çıkarmak için zamanın kalmıyor. Hayat böyle işte. Çoğu zaman harcadığın emeklerin karşılığını vermiyor. Tabi bencil değilsen eğer.

İnsan ne için yaşar? Neden biz buradayız? Ne yapıyoruz? Amacımız ne? Herkesin zaman zaman kendisine sorduğu sorular bunlar. Bense bunları çok sordum ve herkes gibi cevabını bulamadım. Ve herkes gibi cevabını bulamayacağım da. Derin düşünceler dolanıyor beynimin derinliklerinde… Her zaman, daima… Ne olacak halim, ne zaman değişecek her şey? Ne zaman ben de herkes gibi hayattan beklentilerimi alabileceğim. Belki çok insan var benim gibi. Ama işte ateş düştüğü yeri yakar. Beterin beteri de vardır ama başına bir şey geldi mi seninkinden büyük dert yoktur. Hiçbir çözümü de yoktur.

İşte böyle garip bir hikaye benimkisi. Biraz buruk, biraz komik, çoğu zaman üzüntülü. Zaman zaman da mutlu, az da olsa… Bir kısmınız için sıradan, bazıları içinse farklı.

Birazdan okuyacağınız her sayfa, her satır, her kelime, biraz hüzün, biraz sevinç içermekte. Ama tamamen beni anlatan, tamamen içten yazılmış tamamen neysem oyum diyen… Herkesin bir şeyler kendinden bir şeyler bulabileceği, herkesin yorum yapacağı şeyler. Beni tanıdığını sananların bile okurken şaşıracağı türden şeyler.

Masallar hep bir varmış bir yokmuş diye başlar. Benim masalım ise böyle başlamıyor maalesef. Farklı olacak ya işte.

Kalbim Yarısı Kıbrıs'ta...

Ne yapacağım ben şimdi, söyleyin bana ne yapacağım...

Sevdiğim Karikatürler - 2

İyi enerji böyle bir şey olsa gerek...

Sevdiğim Karikatürler - 1

Hayat bazen, belki de çoğu zaman istediğimiz gibi gitmez, ama yaşarız işte...

İnandına Sarı Kırmızı...

Biz seni sevinmek için sevmedik... İnadına Galatasaray... İnadına Sarı Kırmızı...

Bu Çocuğa Dikkat : Juma Clarence

Mısır' da düzenlenmekte olan U20 dünya şampiyonasının açılış maçında(Mısır - Trinidad Tobago) dikkatimi çekti bu çocuk. Sanırım maçı izleyen bir çok kişide fark etmiştir kendisini. Yakın zaman da Avrupa' ya gelirse şaşırmayın. Daha 20 yaşında ve Trinidad Tobagolu.

Back to The Future

Yaklaşık 5 ay sonra yine blog' a geri döndüm. Bu zaman zarfında bir çok şey yaşadım. Kriz nedeniyle işten çıkarıldım, tekrar iş buldum vs. vs. Ve sonunda bloga geri dönmeye karar verdim. Bloglara erişimin zor olduğu bu günlerde inadına yazmak geldi içimden. İlk yazım gibi bu yazımı da Galatasaray' ımızla bitirmek istiyorum.

Yıllar yılları kovaladı ve Galatasaray sonunda teknik direktörünü buldu, Frank Rijkaard...
Fazla söze gerek yok...

İşte Kupamız...

İşte kupamız Young ve Agustus' un ellerinde...

İstanbul 2005 ruhu nerde?

Liverpool avrupa liglerinde sempati duyduğum takımlardan biridir. Hatta avrupa da hangi takımı tutuyorsun diye sorsalar ilk Liverpool derim. En sevdiğim futbolcuda sanırım Gerard' dır. Bu fotoğrafı görünce gerçekten üzüldüm Gerard adına. Chealsea' ye 3-1 yenilerek belkide elendiler ama Liverpool acaip bir takım. Bakalım rövanşta neler olacak. Bekleyip göreceğiz...

Messi Messi Messi...

Barcelona, Bayern' i bildiğiniz dağıttı, hatta ezdi desek yalan olmaz. 2 gol bu adamdan geldi. (Diğerlerini Eto'o ve Henry attılar.) Bu adamı izledikten sonra maç spikeri olup Barça' nın bir maçını anlatma isteği doğdu içimde... Ve şu şekilde haykırmak : Messiiii, Messiii, Messiii...

Biz sahadaki sen, Sen sahadaki biz...

Bu adam yürekten Galatasaraylı. Seni gördükçe daha da bağlanıyorum Galatasarayımıza... Helal Sana...

Avrupa Şampiyonuyuz...

İlkleri biz yaparız... Tarihi biz yazarız...Tebrikler Bayan Basketbol Takımı...

Guiza Sami Yen' e 2 Hafta Önce Geldi.

Türkie' nin İspanya' ya 2 - 1 yenilmesinden sonra ilk aklıma gelen başlık bu oldu. Galatasaraylı Hakan Balta' yı 1' e 1 de geçti Fenerbahçeli Guiza ve gol pasını verdi. Kadıköydeki derbi' de Servet' i bir kez bile olsun geçememişti. Maç hakkında şu iyi oynadı bu kötü oynadı diyemeyeceğim. Hatta hiç yorumda bulunmayacağım. Büyük takım olmadığımız bir kez daha ortaya çıktı. Avrupa şampiyonasının konjonktürel(siyasette çok kullanıyorlar bu lafı) bir olay olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Artık işimiz Bosna' nın puan kaybetmesine ve bizim Bosna' yı deplasmanda yenmemize bağlı... Yani çok zor...

Kaderin Cilvesine Bak

Robert Enke 1977 Almanya doğumlu. Kendisini ilk Fenerbahçe' ye geldiği zaman tanımıştım. Sadece 1 maç oynayıp İspanya' ya dönen tecrübeli kaleci şimdilerde Bundesliga takımlarından Hannover' in kalesini koruyor. Hannover Bundes Liga' nın 56 golle en fazla gol yiyen takımı ünvanına sahip. Ama Enke Almanya Milli Takımının kalesini de koruyor aynı zamanda. Bizim oyuncu öğütücü başkanlarımız sanırım o zamanlar değerini anlayamamışlar.

Golü atan mı yoksa bu adam mı?

Ekvator' un Brezilya ile 1 - 1 berabere kaldığı maçta, Ev sahibi Ekvator' un 89. dakika' da gelen golü sonrası tribünden bir manzara. Sanırım bu adam Noboa(Ekvator' un beraberlik sayısını kaydeden futbolcu)' dan daha fırsatçı :)

Türkiye vs. İspanya Maçı ATV'de!

Çarşamba günü Ali Sami Yen Stad' ında İspanya ile karşılaşacağız. Maç saat 21:00' de başlayacak ve ATV' den naklen yayınlanacak.

Bu tür maçları kendi evimizde oynarken çok zorlanıyoruz. Umuyorum ki maçtan galibiyetle ayrılırız ancak diğer maçın (Bosna - Belçika) skoruna göre beraberlikte iyi sonuç olacaktır. İspanyollar yenilmezlik ünvanlarını korumak için çıkacaklar sahaya, başka türlü motive olmalarıda imkansız bence, çünkü zaten onları 2010' da dünya kupası organizasyonunda izleyeceğiz.

Maçı İngiliz Michael Riley' in yöneteceğini de not edelim...

Arda Turan

Arda Fifa.com' da yapılan röportajda Liverpool veya Juventus' ta oynamak istediğini söylemiş. Liverpool çok yakışır Arda' ya ama Juventus' u tercih etmesini istemem. Düşünsenize Arda - Gerard - Torres yanyana oynuyor. Spormax' e hemen üye olurum sırf bu yüzden...

Turkcell Süper Ligi Sevmemin 8 nedeni

İngiliz The Sun gazetesinde "Premier League' i sevmenin 10 nedeni" başlıklı bir haber okumuştum geçenlerde.Transfer çılgınlıklarından tutun, Hull City' nin başarısına bir çok neden yazmışlar. Bu haberi okurken aklıma "Acaba biz neden Turkcell Süper Ligi seviyoruz?" sorusu geldi. İşte cevabım...

- Sivasspor' un zirveyi kimseye kaptırmıyor olması.
- 3 büyüklerin kolay yenilebilen takımlar haline gelmesi.

- Trabzonspor' un da yıllar sonra şampiyonluk yarışında olması

- 5 takımın şampiyonluk mücadelesi vermesi

- Takımların küme düşmemek için verdikleri mücadele (özellikle Kocaelispor)

- Kol bastılar, çuku çukular (Youla' nın gol sevinci), 61, 27, 16 dakikalarındaki özel şovlar

- Yapılan transferler (Kewell, Baros, Tabata, Bilica vs.)

- Hakem hataları, tartışmalı pozisyonlar ve bunlar üzerine yapılan sayısız futbol geyikleri

Nesin sen Ramos?

Bazı sporcuların üstün fiziksel yetenekleri beni her zaman etkilemiştir. Zaman zaman bu adamların gerçekten doğa üstü güçleri olduğunu düşünürüm. Normal insanlara göre daha gelişmiş oldukları apaçık ortada. Bu tip sporculara verebileceğim en önemli örnek NBA' de Cleveland forması giyen Lebron James'ti.
İspanya-Türkiye maçından sonra Sergio Ramos' u da bu sınıfa dahil etmiş bulunuyorum. Adam 90. dakika olmuş sanki maç yeni başlamış gibi koşuyordu. Kendisine başlıktaki gibi seslenmek istiyorum. Nesin sen Ramos?

Messi & Eto'o & Henry

Barcelona bu seneki performansı ile tartışmasız Avrupa liglerindeki en iyi takımlardan biri, belkide en iyisi.Maç başına 3 gol ortalama ile Avrupa' nın büyük liglerinin en fazla gol atan takımı. Onları Real Madrid ve BayernMünih izliyor. Bunda forvet hattındaki üçlünün büyük katkısı var. Barcelona' nın 84 golünün 59' u bu 3lü tarafından atılmış.Böyle giderlerse yakında bir rekorunda sahibi olacaklar. Di Stefano, Puskas ve Del Sol (Real Madrid)' un 1960-61 sezonunda kırdığı en fazla gol atma rekorunu 8 gol daha atarlarsa ele geçirmiş olacaklar.

Bu rekoru kıracakları kesin gibi gözüküyor ancak kendilerinden kişisel olarak bir ricam olacak. Maçın 90 dakika olduğunu, golleri ilk yarım saatte atınca 3 puan' dan daha fazla puan almayacaklarını ve bunu yaptıklarında bizim keyfimizi kaçırdıklarını unutmasınlar...

Böyle bir takımı kim çalıştırsa başarılı olamaz?

Arjantin Milli Takım' ının Venezuella ile oynadığı maçı seyrederken aklımdan geçen soru bu oldu. Futbolda mücadele etmezsen istersen en iyi futbolculara sahip ol başarılı olamazsın ama bu Arjantin takımı inanılmaz bir takım bence. Dünyanın en iyi futbolcularını barındırıyor ve çoğuda Avrupanın en iyi liglerinde oynuyorlar. Ölüleri bile önüne gelen takımı ezer geçer...

İlk 11 kadrosu bu şekilde :
Juan Pablo Carrizo (Lazio) - Javier Zanetti (Inter Milan), Gabriel Heinze (Real Madrid), Marcos Angeleri (Estudiantes) - Javier Mascherano (Liverpool), Fernando Gago (Real Madrid), Maximiliano Rodriguez (Atletico Madrid), Jonas Gutierrez (Newcastle United) - Lionel Messi (Barcelona), Sergio Aguero (Atletico Madrid), Carlos Tevez (Manchester United)

Yedekler arasında da Martin Demichelis (Bayern Munich), Lisandro Lopez (FC Porto), Diego Milito (Genoa), Water Samuel (Inter Milan), Juan Sebastian Veron (Estudiantes) gibi deneyimli ve yıldız oyuncularda var.

2010 Dünya Kupası Elemeleri Maç Sonuçları

Avrupa

(Grup 1)
Malta 0 - 3 Danimarka
Arnavutluk 0 - 1 Macaristan
Portekiz 0 - 0 İsveç

(Grup 2)
Lüksemburg 0 - 4 Letonya
Moldova 0 - 2 İsviçre
İsrail 1 - 1 Yunanistan

(Grup 3)
Kuzey İrlanda 3 - 2 Polanya
Slovenya 0 - 0 Çek Cumhuriyeti

(Grup 4)
Rusya 2 - 0 Azerbaycan
Galler 2 - 0 Finlandiya
Almanya 4 - 0 Liechtenstein

(Grup 5)
Ermenistan 2 - 2 Estonya
Belçika 2 - 4 Bosna hersek
İspanya 1 - 0 Türkiye

(Grup 7)
Romanya 2 - 3 Sırbistan
Litvanya 0 - 1 Fransa

(Grup 8)
Kıbrıs Rum Kesimi 2 - 1 Gürcistan
İrlanda 1 - 1 Bulgaristan
Karadağ 0 - 2 İtalya

(Grup 9)
Hollanda 3 - 0 İskoçya

Güney Amerika
Uruguay 2 - 0 Paraguay
Arjantin 4 - 0 Venezuela

Ronaldo Nerelerdeydin?

Ronaldo en beğendiğim futbolculardan birisidir. Özellikle Barcelona' da oynadığı zamanlar hem kendi kariyeri hemde futbol açısından muhteşem gollerdi. Sürati, çalımları ve attığı golleri izledikçe mest olurdum. Şimdi ülkesinde Corinthias klübünde futbol yaşamını sürdürüyor. Yaşadığı sakatlıklar O'nun Avrupa futbol' undan uzaklaşmasına neden oldu.

Şimdilerde 2010 yılında futbolu bırakmayı düşündüğünü açıklamış. İnsan keşke o sakatlıkları yaşamasada onu daha çok izleyebilseydik demeden edemiyor.

Boynumuz Bükük Ayrıldık Bernabéu' dan

Çok ümitliydim maçtan önce. Bir çok kişinin fark yiyeceğimizi düşündüğü maça çokta iyi başladık. Nihat veya Semih o vuruşları gole çevirseydi. Arda o depardan sonra topu iyi kontrol edip Casillas' ı mağlup edebilseydi sanırım bu maçtan en az bir puan çıkartırdık. Golü yedikten sonra ise zaten İspanya al gülüm ver gülüme döndü. O saatten sonra hiç bir şey yapamazdık zaten.
Bu maç sonrasında da gördük ki İspanya ligi ile Türkiye ligi arasındaki kalite farkını. İspanya oyuncularının çoğu kendi liglerindeki takımlarda mücadele ediyor. Fizik gücü olarak ne kadar diri olduklarını 60. dk' dan sonra çok daha net gördük.

Şimdi Ali Sami Yen' de kozlarımızı paylaşacağız. Daha stresli bir maça çıkacağız. Bosna' nın Belçika'yı deplasmanda yenmesi bizim artık mutlak galibiyet almamızı gerektiriyor. Çarşamba günü İspanya'yı yenersek, Bosna-Beliçika' da berabere kalırsa o zaman 2ncilik şansımız artacak.

Başka Galatasaray Yok!

İspanya Maçı NTV' de

Ercan Taner' in anlatımı ve Rıdvan Dilmen' in yorumları ile keyifli bir milli maç izleyeceğiz. Maç 28 Mart Cumartesi TSİ ile saat 23:00' de ekranlara gelecek. Türkiye' de ki spiker - yorumcu ikilileri arasında bence en iyisi bu ikili. Teşekkürler NTV.

İspanya Vs. Türkiye

Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim İspanya karşısında milli takımımızın şu 11 ile sahaya çıkacağını açıkladı :
Volkan - Gökhan, Emre Aşık, Hakan Balta, İbrahim Üzülmez - Tuncay, Aurelio, Emre, Arda - Semih, Nihat

Rakibimiz İspanya' nın ise maça şu onbirle başlaması bekleniyor :
Casillas - S.Ramos, Albiol, Pique, Capdevilla - Cazorla, Senna, X.Alonso, Xavi - Torres, Llorente

İbra' nın Partneri Aguero...

La Liga' nın yıldızlarına İtalyan takımlarının ilgisi sürüyor. Bu yıldızlardan biride Aguero. Maradona' nın damadı Aguero' yu İnter almak istiyor. Atletico' ya 20 milyon euro ve David Suazo' yu teklif edecek olan İnter, bakalım nasıl bir cevap alacak? Bu tür oyuncuların Serie A' ya gitmesini pek istemiyorum. Ancak İnter' in Atletico' dan daha iyi bir takım olması Aguero' yu cezbedebilir.

Santiago Bernabéu Stadyumu

Milli takımımız Cumartesi günü İspanya ile deplasmanda karşılaşacak. Bende maçın oynanacağı stad olan Bernabéu hakkın sizlerle bir kaç satır paylaşmak istedim. 1944 yılında yapımına başlanan stad 1947 yılında açılmış. Real Madrid bu stadın ev sahibi takımı. 1953 yılında 120.000 kişilik kapasitesi olmasına rağmen, ilerleyen yıllarda UEFA standardlarına uymak için stadın tamamı koltuklu hale getirilmiş. Bu nedenle şuanki seyirci kapasitesi 80.000 civarındadır. Stad 2010 yılında Şampiyonlar ligi finaline' de ev sahipliği yapacak.

Ancelotti @ Real Madrid?

Perez Real Madrid başkanı olması durumunda takımın başına Milan teknik Direktörü Carlo Ancelotti' yi getirmeyi planladığı söyleniyor. Perez' in Ancelotti' den bu konuda söz aldığı ve Real Madrid' i dünyanın en büyüğü yapmak için 300 milyon euroluk bir harcama yapacağı da konuşuluyor. Real Madrid' in başkan adayı Florentino Perez' in transfer listesinde Kaka, Cristiano Ronaldo, Steven Gerrard ve Karim Benzema' nın da başı çektiği ve bu transferleri seçim malzemesi olarak kullanacağı gelen haberler arasında.

David Silva Juventus Yolcusu...

Valencia' nın yıldızları transfer piyasasını hareketlendirdi. Sezonun bitmesine bir kaç ay kala transferler konuşulmaya başlandı bile. Valencia' nın yıldız orta saha oyuncusu David Silva' nın Juventus' a transfer olacağı söyleniyor. Valencia' nın 18 milyon euroluk teklifi geri çevirdiği ve 30-35 milyon euro istediği gelen haberler arasında...

Rafa, Albiol'u alabilecek mi?

İspanyol Marca gazetesi Liverpool menajeri Rafa Benitez' in, sezon sonunda Agger ile anlaşılamaması durumunda Valencia' dan Raul Albiol' u kadrosuna katmak istediğini yazdı. Rafa' nın Raul Albiol için 9,6 milyon euro' yu gözden çıkardığı söyleniyor. Ekonomik krizdeki Valencia hangi yıldızlarını satacak, bekleyip göreceğiz...

Biz Seni Sevinmek İçin Sevmedik

Mutlu Yıllar Morgan De Sanctis