19 Ekim 2009

Masal 2

Bir yokmuş bir varmış... Evvel zamandan değil şimdiden başlayan bir masal. 27 yıllık sürecin, 27nci yılından başlayan bir masal bu. Masal dediysem de sakın iyi başlayacağını sanmayın, en hüzünlü en sıkıntılı en acımasız şekilde başlıyor. Neden sondan başlıyorsun diye sormayın. Bundan sonraki kısmı çok önemli değil zaten, neyin nasıl olacağının pek bir değeri yok artık.

Şuan benim dünyaya gelmeme neden olan insan, babam tarafından küfürlü bir şekilde evden kovulmamla başlıyor hikaye. Tamda kalbimin yarısının Kıbrıs’a gitmesinden bir gün önce. Hatta bir gün bile değil, saatler önce. Beni son bir gece onunla aynı havayı solumama izin vermemesine neden olan bir olayla başlıyor.

Sıradan bir Pazar günü çoğu insan için. Bazıları hiç tanımadıkları insanların yanında uyandı o gün, bazıları ise hayatlarında kendileri için en önemli insanla, insanlarla uyandı. Bense, beni derin bir boşluğu, hiçliğe, yokluğa, yalnızlığa uyandım bu sabah. Hava nasıldı bilmiyorum, çünkü yataktan kalmak istemedim. Yorganın içinden ayrılırsam, sanki çırılçıplak sokağın ortasın da kalacakmışım gibiydi. Canımın yarısından ayrılacağım günün öncesinde hayat o kadar boş geldi ki bana. Belki de ne için yaşadığımın cevabını bana anlatmak için başlayan bir gündü. Güneş bunun için doğmuştu. Bu gün keşke hayat son bulsaydı, keşke güneş doğmasaydı diye ne kadar dua ettiysem de bir faydası olmadı. Acaba yukarda ki beni duymadı mı? Duysaydı kesin cevap verirdi değil mi? Yataktan çıkmadan bütün günümü orada, öylece, sanki tabutumdaymışım gibi yaşamak istedim. Yüzümü bile yıkamadan, sigara üstüne sigara yakarak hem de… Canımın yarısı benden ayrılacaktı yarın. Belki ilerisi iyi olacaktı ama o benden gidecekti. Ben ölene dek içimden çıkmayacak olsa bile, gidecekti. Kendisine sunulan yeni bir hayata yelken açacaktı. Ruhen yanında olsam da, bedenen yanın da olmayacağım bir zaman diliminin başlangıcındaydık. Onunla aynı havayı soluyamayacaktım bir süre. Onunla aynı hayatı, aynı evi paylaşamayacaktım. Zordu biliyorum… Hayatım da kolay olan ne oldu da bunun kolay olmasını bekleyebilirdim ki? Ama bugüne kadar yaşadığım en zor şeydi belki de. “Belki”si fazla denir ya, o türden bir şey bu. Evet, en zoruydu. Kaldıramayacağım kadar hem de. Ölseydim de o benden gitmeseydi keşke. Keşke, keşke, keşke…

Masal

Bir arkadaşım kendi masalını yazmaya karar vermiş, bende buradan paylaşıyorum sizinle...
Hayat bazen güldürüyor insanı, bazense ağlatıyor. Ortası yok. Ya siyah ya da beyaz. Çoğu zaman da hayal kırıklıklarıyla dolu. Hayatta kalma savaşını her zaman hayat kazanıyor. Hiçbir zaman istediklerin olmuyor. Olsa da tadını çıkarmak için zamanın kalmıyor. Hayat böyle işte. Çoğu zaman harcadığın emeklerin karşılığını vermiyor. Tabi bencil değilsen eğer.

İnsan ne için yaşar? Neden biz buradayız? Ne yapıyoruz? Amacımız ne? Herkesin zaman zaman kendisine sorduğu sorular bunlar. Bense bunları çok sordum ve herkes gibi cevabını bulamadım. Ve herkes gibi cevabını bulamayacağım da. Derin düşünceler dolanıyor beynimin derinliklerinde… Her zaman, daima… Ne olacak halim, ne zaman değişecek her şey? Ne zaman ben de herkes gibi hayattan beklentilerimi alabileceğim. Belki çok insan var benim gibi. Ama işte ateş düştüğü yeri yakar. Beterin beteri de vardır ama başına bir şey geldi mi seninkinden büyük dert yoktur. Hiçbir çözümü de yoktur.

İşte böyle garip bir hikaye benimkisi. Biraz buruk, biraz komik, çoğu zaman üzüntülü. Zaman zaman da mutlu, az da olsa… Bir kısmınız için sıradan, bazıları içinse farklı.

Birazdan okuyacağınız her sayfa, her satır, her kelime, biraz hüzün, biraz sevinç içermekte. Ama tamamen beni anlatan, tamamen içten yazılmış tamamen neysem oyum diyen… Herkesin bir şeyler kendinden bir şeyler bulabileceği, herkesin yorum yapacağı şeyler. Beni tanıdığını sananların bile okurken şaşıracağı türden şeyler.

Masallar hep bir varmış bir yokmuş diye başlar. Benim masalım ise böyle başlamıyor maalesef. Farklı olacak ya işte.

16 Ekim 2009

Kalbim Yarısı Kıbrıs'ta...


Ne yapacağım ben şimdi, söyleyin bana ne yapacağım...

12 Ekim 2009

Sevdiğim Karikatürler - 2

İyi enerji böyle bir şey olsa gerek...

Sevdiğim Karikatürler - 1

Hayat bazen, belki de çoğu zaman istediğimiz gibi gitmez, ama yaşarız işte...

05 Ekim 2009

İnandına Sarı Kırmızı...

Biz seni sevinmek için sevmedik... İnadına Galatasaray... İnadına Sarı Kırmızı...

26 Eylül 2009

Bu Çocuğa Dikkat : Juma Clarence

Mısır' da düzenlenmekte olan U20 dünya şampiyonasının açılış maçında(Mısır - Trinidad Tobago) dikkatimi çekti bu çocuk. Sanırım maçı izleyen bir çok kişide fark etmiştir kendisini. Yakın zaman da Avrupa' ya gelirse şaşırmayın. Daha 20 yaşında ve Trinidad Tobagolu.